Neler yapmalıyız. Büyük düşünürler insanın en önemli işi içsel işleridir derler. Çoğu kişi bunu düşünmez, farkına varamaz, gelişigüzel, haspel kader yaşar gider. Nasıl kendini geliştireceğini bilemez.
Halbuki ego, benlik, ene eğitimi, yani insanın içsel eğitimi, bu dünyadaki en öncelikli meselesi, mücadele alanı olmalı. Hayatta iyi veya kötü olarak her ne geliyorsa başımıza bu duygumuzu algımızı doğru bir şekilde yönetememekten geliyor. Egomuzun ortaya çıkarak bizlere zarar vermemesi, değerimizi düşürmemesi için çok yönlü bir kişisel eğitim gerektiğine inanıyorum. Doğduğumuz andan itibaren öğrenmemiz gereken birçok değerleri yerli yerince öğrenerek yeterice yerine oturtamamışsak, ki pek çoğumuza bu güzellik nasip olamadı küçük yaşlarda, bu nedenle yoğun bir gayretle ileriki yaşlarımızda açıklarımızı kapatmaya çalşıyoruz…İnsan çok eğitimli donanımlı dahi olsa yüksek egolu bir kişi ise çevresi için çekilmez, itici, dayanılmaz sevimsiz oluyor. O tür bir kişilikle beraber yaşayanlar da aynı açmazın içerisinde yuvarlanıyor, travma bulaşıyor karşı tarafa da adeta. Halbuki yaşadığımız süre içerisinde her şeyin bir çaresi çözümü var.. Zaten yaratılış sebebimizi anladığımızda çözümün de beraberinde olduğunu fark ediyoruz.
Ne yapmalıyız da kendimizi olabileceğimiz en iyi duruma getirmeliyiz. Hangi, bilgi, deneyim donanım bize yardımcı olabilir.
Dün seyrettiğim bir filmden bahsetmek istiyorum..Çok çok etkileyici ve farkındalık arttırarak, yaşadığımız sorunlara çözüm getirir nitelikte idi. Bizler içimizde Ruh ve nefis denilen çok önemli iki kaynak taşıyarak yaşıyoruz..Bu kaynaklarımızı tanıyarak, neremize ne kadar yatırım yapmamız gerektiğini fark ettiğimizde rahata kavuşacağız. Filmde nefsimiz karşımıza canavar gibi çıkıyor..Eğer onu beslersek, hep onun isteklerini yerine getirirsek canavarımızı beslemiş oluyoruz. Ve kükreyerek çıkıyor karşımıza sık sık ve bizi korkutuyor…Halbuki Ruhumuzu beslediğimizde yüce, Rahmani olan yanımıza yatırım yapmış oluyoruz.. İlk anda güç gibi geliyor isteklerimizi bir kenara bırakıp yüce değerlere yönelmek, sabretmek, tahammül etmek doğruyu yapmak.. Fakat konuyu iyice inceleyip, tabii ki Kur’andaki emir ve yasakları dikkate aldığımızda işin sırrına vakıf oluyoruz..Bir kez canımızın istediğini değil de doğru olanı yapmaya niyetlendiğimizde ve gerçekleştirdiğimizde sanki dünyanın sırrını çözmüş gibi hayret ve hayranlıkla huzura kavuştuğumuzu fark ediyoruz..
Yani herkesle, her şeyle barış içerisinde bulunup, diğer kamlı olmak, nefis canavarının farkına varıp onu da severek içimize alıp, ama zapturapt altında tutuğumuzda huzur ve mutluluk kapıları bize açılıyor. Strese giremiyoruz, çünkü kimseye kızamıyor, anlayış gösteriyoruz hatta yaratılanı yaratandan ötürü sevmeyi öğreniyoruz..
Hatalı davrananları bilmiyor da yapıyor zavallı, diyerek affediyoruz, hoş görüyoruz. Egomuz bize lazım, ama biz ona hükmedeceğiz, onun hükmü altına girmeyeceğiz..Çünkü o başkalarını, hatta bizim manevi yücelmemizi düşünmüyor, sadece bizim bencilce rahatımızı, dünyasal isteklerimizi temsil ediyor..Eğer onu dengede tutmayı öğrenirsek, herkesin hak ve hukukuna riayet ederek, saygı göstererek yaşamayı benimsetirsek kendimize, Ruhumuz vicdanımız rahata kavuşuyor..düğümlerimiz çözülüyor, kafamız rahata kavuşuyor..Çünkü ne ki bize yap veya yapma diye emredilmiş, hepsi bizim huzur ve mutluluğumuza sağlığımıza hizmet ediyor..
Dilerim ki her birerlerimiz gül yaprağı kadar güzel ve hafif olup, hiç kimseye ağırlık yapmadan eşitlik ve bariş içerisinde yaşayarak ihya edelim ömrümüzü..
Saygılarımla
Yasemin BAŞÖZ
© 2020 Kent Havadis Gazetesi Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır