Evliya kelimesi dilimize çoğul olarak girmiş, aslında evliyanın tekil karşılığı velîdir. Evliya çoğuludur. Evliya kimdir? Allah’ın dostu demektir. Evliyalar da Allah dostlarıdır. Allah dostları her zaman vardır. Zaten Allah insanı kendisine dost olmak üzere yaratmıştır. İnsanın yaradılış gayesi Allah’a kul olmaktır. Allah’a kul olan herkes Allah’ın dostudur. Dolayısıyla eğer insanlar: “Eskiden evliya vardı bugün yoktur” diyorsa bu demektir ki bütün insanlık için yaradılış hedefine uyan ve Allah’a ulaştıran Sırat-ı Mustakim’de hiç kimse yok demektir. Bu da zaten mümkün değil.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir hadis-i şerifinde: “Kıyâmet gününe kadar her devirde mutlaka hak üzere olan bir topluluk benim ümmetimin içersinde olacaktır.” buyurmuştur.
İşte hadîs-i şerifteki topluluk evliyalardan oluşuyor. Dolayısıyla evliyanın sadece geçmişte olması ve bugün artık sonlanmış olması tamamıyla Kur’ân-ı Kerim’e aykırı bir bid’attır. Geçmişte olduğu gibi bugün de evliyalar vardır. Evliyalar Allah dostlarıdır.
Allah’a dost olmayı isteyen herkes dost olabilir mi?
– Evet, aslında çok basittir Allah’a dost olabilmek. Bir dileğe bağlıdır. Osmanlı’da Allah dostlarının bir başka ismi de “derviş”di. Dervişler Allah dostları olan kişilerdir. Yunus Emre Hazretleri bir Allah dostudur. Mevlâna Hazretleri bir Allah dostudur. Hacı Bektaşi Velî Hazretleri bir Allah dostudur. Sahâbenin hepsi birer Allah dostlarıdır. Ve daha nicelerini sayabiliriz.
Yunus Emre Hazretleri diyor ki: “Dervişlik bir dilektir.” Yani Allah’ın dostu olmak bir dilektir. “Bilene düğün dernektir.”
Allah dostları daima huzur ve mutluluk içinde bir hayatı yaşayanlardır.
Herkes Allah’a dost olabilir mi?
Evet. Kadın erkek yaratılan bütün insanlar 3 vücut ve bir serbest irade ile yaratılmışlardır. Ve Allah’ın kendilerine üfürdüğü ruh emanetinin hayattayken sahibi olan Allah’a ulaştırıp teslim eden herkes Allah’ın ermiş evliyasından olur, Allahû Tealâ Allah’a dost olmayı üzerimize farz kılmıştır. Çünkü Allah’a ulaşmayı dilemek ruhun talebidir. Ve Allahû Tealâ da dünya hayatını yaşarken bunu herkesten istiyor. “Allah’a ulaşmayı dileyin” şeklinde âyetlerde bunu üzerimize farz kılmıştır.
Dolayısıyla bir tek dilekle kişi Allah’a dost oluyorsa Allahû Tealâ bütün insanları kadın erkek herkesi kendisine dost olmaya çağırıyor. Serbest iradesi ile rızası ile dünya hayatında Allah’a ulaşmayı kalben dileyen kişi Allah’a dost olur.
Başlangıç noktasında herkes şeytanın dostudur. Ama şeytanın dostluğundan kurtulup Allah’ın dostu olabilmesi bu dileğe bağlıdır. Nitekim Allahû Tealâ Bakara Suresinde şöyle buyuruyor:
2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilân nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Allah, âmenû olanların (Allah’a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır.
Allah âmenû olanların dostudur. Ruhun talebine uyan Allah’a ulaşmayı dileyen herkes âmenû olmuştur Allah onları zulmetten nura çıkartır. Ama kâfirlerin dostları da taguttur.
Başlangıç noktasında herkes dalâlette, herkes küfürdedir, kâfirlerin dostu da taguttur.
Tagutun dostluğundan kurtulup Allah’ın dostu olmak bir tek dilekle mümkündür. Allahû Tealâ 14, asır evvel sahâbenin taguta kul iken bir tek dilekle kendilerini kurtardıklarını Zumer Suresinde ifade buyurmaktadır:
39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ıbâd(ıbâdi).
Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!
Sahâbe Allah’a ulaşmayı diliyor. Yani insanlar şeytanın kulu iken bu dilekle kendilerini şeytana kul olmaktan kurtarıyorlar, Allah’a kul oluyorlar.
İnsanlar şeytanın dostu iken bir dilekle şeytana dost olmaktan kurtulup, Allah’a dost oluyorlar. Kısacası bu dilek kişiyi Allah’a dost kılıyor.
Hacı Osman Kepenek adında bir Allah dostu şunu söylüyor: -Bugün ‘mürşid yoktur, evliya yoktur’ diyenlere ithaf olunur.-
“Deme ki, ‘şimdiki zamanda bir kâmil mürşid var mı acep? Bu sözü söyleyen henüz olmamış ehli edep.”
Bugün bir insan “evliyalık yoktur, geçmişte kalmıştır” diyorsa o henüz ehli edep olmamıştır.
Allah’a ulaşmayı dilemeyenler bu sözü söyleyenlerdir. “Bu zamanda bir kâmil mürşid var mı acep? Bu sözü söyleyen henüz olmamış ehli edep.” Yani Allah’a ulaşmayı dilemeyen herkes gerçekten mürşid yok, velî yok. Allah’a ulaşmayı dileyen herkes için kesinlikle mürşid var, evliya var.
Allahû Tealâ Kur’ân-ı Kerim’de velîlerini yani evliyaları Yûnus Suresinde açıklıyor:
10/YÛNUS-62: E lâ inne evliyâallâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Muhakkak ki Allah’ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi?
Çünkü Allah’ın velisi Allah’a ulaşmayı dilemiştir, Hidayeti dilemiştir. Gerçekten Allahû Tealâ Bakara Suresinde evrensel mesajı şöyle veriyor:
2/BAKARA-38: Kulnâhbitû minhâ cemîa(cemîan), fe immâ ye’tiyennekum minnî huden fe men tebia hudâye fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Biz dedik ki: “Hepiniz oradan (aşağıya) inin. Benden size mutlaka hidayet gelecektir. O zaman kim hidayetime tâbî olursa, artık onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.”
Korkunun ve mahzuniyetin kendileri için olmadığı kişiler Allah’ın velîleri, yani Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir.
10/YÛNUS-63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).
Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır.
Onlar ruhun ölmeden evvel Allah’a ulaşacağına kesin şekilde inananlardır ve inanmakla kalmayıp takva sahibi olmuşlardır. Yani Allah’a ulaşmayı dilemişlerdir.
10/YÛNUS-64: Lehumul buşrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhirah
(âhirati), lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul
azîm(azîmu).
Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardır. Allah’ın sözü değişmez. İşte O, fevz-ül azîmdir.
Hem ahiret saadetine hem dünya saadetine ulaşmak Allah dostlarının işidir. Nitekim Nebîler Sultanı Peygamber Efendimiz (S.A.V): “Ümmetimin velîleri kendi amelleri ile değil, Allah’ın rahmeti ile cennete girerler, nefs tezkiyesi ile cennete girerler, Müslümanlara olan merhametiyle cennete girerler.” buyuruyor.
Buradan, kurtuluşa ulaşan insanların Allah’ın velîleri olduklarını görüyoruz. Öyleyse kişi, ya Allah’ın velîsidir, Allah’ın dostudur. Eğer Allah’ın dostu değilse doğal olarak şeytanın dostudur. Allah’ın dostu olmayan herkes şeytanın dostudur. Kur’ân-ı Kerim net olarak bunu zikrediyor.
O zaman kişi bir tek dilekle Allah’ın velîsi olabilir. Velî Ruhu Allah’a ermiş kişidir. Ruhun Allah’a vasıl olmasını Allah gerçekleştirir. Bizi ermiş evliya kılan Allah’dır.
Burada kişinin üzerine düşen sadece bir dilektir.
Nitekim kişi şöyle talepte bulunabilir: “Ya Rabbim! Sahâbe, Yunus Emre Hz., Hacı Bektaşi Velî Hz. Sana nasıl dost oldularsa ben de Sana dost olmak istiyorum, ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum Ya Rabbim, benim de dileğimi kabul et. Bu dileğimi kalbime nakşet.”
– Bir tek dilekle başlayan bu evliyalığın kademeleri de var mıdır?
– Evet, elbette vardır. Kişi ermiş evliya olduktan sonra mutlaka 7 tane velâyet kademesini geçmeli ki kâmil insan olsun. Allahû Tealâ insanı, kâmil insan olsun diye yaratmıştır ama kâmil insan olmak 7 velâyet kademesini geçmeyi, yaşamayı ihata eder. İnsanla Allah arasındaki olgunlaşma basamaklarına baktığımız zaman 28 basamaklık bir İslâm merdiveni olduğunu görüyoruz. Bu 28 basamaklık olgunlaşma basamaklarında ilk 21 basamağın sonunda kişi ermiş evliya olur. Ermiş evliya olduktan sonra Fenâ, Beka, Zühd, Muhsinler, Ulûl’elbab, İhlâs ve Salâh kademeleri olmak üzere 7 tane velâyet kademesi daha vardır.
(Devamı bir sonraki yazıda)
Dr. Abdulcabbar BORAN
© 2020 Kent Havadis Gazetesi Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır. Web Hosted Sparfly Digital