Kent Havadis

Kent Havadis

  • Köşe Yazıları
[x] Kapat
Reklam Resmidir
Reklam Resmidir
  • Anasayfa
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
  • Firma Rehberi
  • Firmalar
  • Kent Havadis
  • Anasayfa
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Galeri
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
  • Firma Rehberi
  • Firmalar
Reklam Resmidir
ANASAYFA KÖŞE YAZARLARI RESÛLE İTAAT ALLAH’A İTAATTİR
RESÛLE İTAAT ALLAH’A İTAATTİR

Dr. Abdulcabbar Boran

RESÛLE İTAAT ALLAH’A İTAATTİR

57
17.11.2016 19:39:40

Allahû Tealâ, Kur’ân-ı Kerim’de: “Allah ve Resûl’üne itaat edin.” buyuruyor ve kul ile kullar arasındaki ilişkilerde de adaleti emrediyor. Adaleti yerine getirebilecek, bizimle Allah arasında irşadla vazifeli olan mürşidtir.

16/NAHL-90: İnnallâhe ye’muru bil adli vel ihsâni ve îtâi zîl kurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munkeri vel bagy(bagyi), yeizukum leallekum tezekkerûn(tezekkerûne). 
Muhakkak ki Allah, adaletli olmayı ve ihsanı ve akrabalara vermeyi emreder. Ve fuhuştan, münkerden (Allah’ın yasakladığı şeylerden) ve azgınlıktan (hakka tecavüzden) sizi nehyeder. Böylece umulur ki siz, tezekkür edersiniz diye size öğüt veriyor.

Adalette davalı ve davacı, şahitler ve adaleti yerine getiren hakim söz konusudur. Kul ile kullar arasındaki ilişkilerde, adaletin yerine getirilmesi, Allah’ın vazifeli kıldığı mürşidin görevidir.

Bir kişi hem davalı, hem davacı, hem şahit, hem hakim olamaz. Bu sebeple tasavvufta öğrencinin hatası, ancak mürşid tarafından söylenebilir. İnsanların, nefsânî olarak, karşı tarafı mahkum etmesi doğru değildir. Herhangi bir kişinin hatası varsa, o hata mürşide ulaştırılır ve mürşid o hatanın düzeltilmesini isterse o kişiyi çağırır ve yapması gereken emri verir.

Nebîler Sultanı Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: “Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanın.” Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanan en üst seviyede Allah’ın nebîleri ve devrim imamlarıdır. Allah’a ulaşmayı dileyen, Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmak isteyen herkesin, Hz. İbrahim’i ve onun zürriyetinden gelen Nebîler Sultanı Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’i ve o devrin imamını örnek alması lâzımdır.

 33/AHZÂB-21: Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıre ve zekerallâhe kesîrâ(kesîren). 
Andolsun ki, sizin için ve Allah’a ve ahiret gününe (Allah’a ulaşma gününe) ulaşmayı dileyen ve Allah’ı çok zikredenler için, Allah’ın Resûl’ünde güzel bir örnek vardır.

Allahû Tealâ, Kur’ân-ı Kerim’de bizler için edeple ilgili olan âyet-i kerimelerini, nübüvvetle vazifeli kıldığı nebîler üzerinden açıklıyor.

8/ENFÂL-27: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tehûnûllâhe ver resûle ve tehûnû emânâtikum ve entum ta’lemûn(ta’lemûne).

Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler), Allah’a ve Resûl’üne ihanet etmeyin! Ve siz, kendi emanetlerinize de bile bile ihanet etmiş olursunuz.

Özellikle kul ile Allah arasındaki ilişkilerde Allahû Tealâ nasıl bir davranış içinde olmamızı şu iki âyet-i kerimede açıklıyor:

2/BAKARA-108: Em turîdûne en tes’elû resûlekum kemâ suile mûsâ min kabl(kablu), ve men yetebeddelil kufra bil îmâni fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli).

Yoksa siz de, daha önceden Musa’ya sorulduğu gibi, resûlünüzü (ondan şüpheye düşerek) sorguya çekmek mi istiyorsunuz? Kim îmânı küfür ile değiştirirse andolsun ki; doğru yoldan sapmıştır.

 5/MÂİDE-101: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tes’elû an eşyâe in tubde lekum tesu’kum, ve in tes’elû anhâ hîne yunezzelul kur’ânu tubde lekum afâllâhu anhâ vallâhu gafûrun hâlîm(hâlîmun).

Ey âmenû olanlar (yaşarken Allah’a teslim olmayı, ulaşmayı dileyenler)! Açıklandığında sizi üzecek şeylerden sormayın. Eğer, Kur’ân indirilirken ondan sorarsanız, size açıklanır. Allah, onlardan (bu kuralı bilmeden önce sorduğunuz şeylerden) dolayı sizi affetti. Allah Gafur’dur, Halîm’dir.

Mürşid (devrin imamı) sohbetinde bizim liyakatimize paralel olarak vaazı gerçekleştirir. Yani O, Allahû Tealâ’nın bizzat dilidir, Allahû Tealâ’nın bizzat tercümanıdır ve kalbimizde ihtiyacımız olan suallerin mutlaka cevabını verir. Bu istikamette edebe aykırı hareket ederek, O’na ileri-geri, haddi aşan sualler sorulması uygun değildir. Edebe aykırı bir sual olur ki, amelleri beyhude kılar.

Yüce Rabbimiz birçok âyet-i kerimede Allah’ın Resûl’üne karşı mü’minlerin vasıflarını, davranış biçiminin nasıl olması gerektiğini bizlere açıklıyor. Resûl’e karşı tazim ve teyit bunların başında geliyor:

24/NÛR-62: İnnelmel mu’minûnellezîne âmenû billâhi ve resûlihî ve izâ kânû meahu alâ emrin câmiın lem yezhebû hattâ yeste’zinûh(yeste’zinûhu), innellezîne yeste’zinûneke ulâikellezîne yu’minûne billâhi ve resûlih(resûlihi), fe izeste’zenûke li ba’dı şe’nihim fe’zen li men şi’te minhum vestağfir lehumullâh(lehumullâhe), innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Ancak Allah’a ve O’nun Resûl’üne îmân etmiş olan mü’minler, bir iş için onunla beraber toplandıkları zaman ondan izin istemedikçe gitmezler. Muhakkak ki senden izin isteyenler, işte onlar, Allah’a ve O’nun Resûl’üne îmân edenlerdir. Öyleyse onlar bazı işleri için senden izin istedikleri zaman onlardan dilediğin kimseye izin ver. Ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. Muhakkak ki Allah, Gafur’dur (mağfiret edendir), Rahîm’dir (rahîm esması ile tecelli edendir).

Fetih Suresinin 9. âyet-i kerimesinde de Yüce Rabbimiz mü’minlerin vasıflarını dile getiriyor:

 48/FETİH-9: Li tu’minû billâhi ve resûlihî ve tuazzirûhu ve tuvakkırûh(tuvakkırûhu), ve tusebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).

Allah ve O’nun Resûl’üne îmân edin, O’nu saygıyla yüceltin ve sabah akşam O’nu tesbih edin diye.

Allahû Tealâ, kesinlikle Allah’ın Resûl’ünü saygı ile ve tazimle anmamızı emrediyor:

 49/HUCURÂT-1: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tukaddimû beyne yedeyillâhi ve resûlihî vettekûllâh(vettekûllâhe), innallâhe semîun alîm(alîmun).

Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Allah’ın ve O’nun Resûl’ünün önüne geçmeyin. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun. Muhakkak ki Allah; en iyi işiten, en iyi bilendir.

Görülüyor ki Allahû Tealâ, her halükârda Allah’ın Resûl’üne itaati emrediyor. Emre itaat edenlerin sadıklardan olacağını Hucurât Suresinin 15. âyet-i kerimesinde şöyle açıklıyor:

49/HUCURÂT-15: İnnemel mû’minûnellezîne âmenû billâhi ve resûlihî summe lem yertâbû ve câhedû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâh(sebîlillâhi), ulâike humus sâdikûn(sâdikûne).

Mü’minler ancak onlardır ki, Allah’a ve O’nun Resûlü’ne îmân ettiler. Sonra da şüpheye düşmediler. Ve malları ve canları ile Allah yolunda cihad edenler; işte onlar, onlar sadıklardır.

Allah razı olsun.

 

 

BİR CEVAP YAZIN

Bu habere yorum yazmak ister misiniz ? Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARIN DİĞER YAZILARI

12.02.2021 Dînde Zorlama Var mıdır? Yok mudur?

03.12.2020 TAKVA

28.09.2020 SEVGİ NEDİR?

29.06.2020 AHİRET VE DÜNYA SAADETİNE MANİ OLAN BİD’ATLER (3. Bölüm)

07.06.2020 AHİRET VE DÜNYA SAADETİNE MANİ OLAN BİD’ATLER (2. Bölüm)

17.05.2020 AHİRET VE DÜNYA SAADETİNE MANİ OLAN BİD’ATLER (1. Bölüm)

19.04.2020 MUHLİSLER

23.10.2019 HİDAYETE VESİLE OLANLAR

02.06.2019 KADİR GECESİ

03.05.2019 EVLİYALIK (2. Bölüm)

DİĞER YAZARLAR

Dr. Abdulcabbar Boran
<?php echo $user->display_name ?>
Dînde Zorlama Var mıdır? Yok mudur?
Kadife Kırım Aygün
<?php echo $user->display_name ?>
Kovid 19 Gündemi!
Seyyah Gülay OZAN
<?php echo $user->display_name ?>
HERKESİN MUTLU OLMASI
  • Anket
  • İletişim
  • Arnavutköy
  • Çatalca
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Firmalar
  • Gaziosmanpaşa
  • Güncel
  • Kültür Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Sultangazi
  • Yaşam

© 2020 Kent Havadis Gazetesi Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır